29 Eylül 2021 tarihinde Sözcü Gazetesi'ndeki yazısında sevgili Uğur Dündar, mektubumu değerlendirdi.
Döviz kurunun yükseleceğinin ve dünyada faizlerin yükseleceğini bilinmesine, Türkiye'de yapışkan enflasyonun yükselmeye devam edeceğinin görülmesine rağmen, Merkez Bankası faizi neden düşürdü?
Tüm yurttaşlarımız için büyük önem taşıyan bu kararın nedeni Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın, uzmanlarca “bilim dışı” olarak
değerlendirilen “Faiz enflasyonun nedenidir” şeklinde
özetlenebilecek kanaati mi?
Ekonomi üstünde bu kadar yüksek maliyeti olan bu kararı sadece bir inatla
ya da bilgisizlikle açıklamak yeterli mi?
Tabii ki değil.
★★★
Doğru Parti'nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meriç Köyatası'na göre; bu karara
bakarken bir şeyi eksik görüyoruz.
Köyatası, neyi eksik gördüğümüzü de şöyle açıklıyor:
“Bunları söylerken elimizde bir kanıt ya da duyum yok. Ancak
tahmin yapabiliriz. Kararın
ardında Türkiye'ye gelmeyen, Türkiye'ye soğuk bakan sıcak para sahiplerine ya
da doğrudan yatırımcılara verilen sözler yatabilir.
Malum, Türkiye son zamanlarda ilişkilerinin kötü olduğu Birleşik Arap Emirlikleri ile
yeniden yakınlaşma peşinde. Artık satacak pek bir şey kalmadı. Ancak orman
yangınlarından birkaç gün önce çıkan Cumhurbaşkanı kararnamesine göre
(Anayasaya aykırı olduğunu hatırlatmam gerekir) orman alanları başta olmak üzere,
tarım alanları, meralar kıyılarımız imara ve satışa açıldı. Ayrıca çok sayıda
özel şirketin, kamudan imtiyaz almış garantili hastane ve otoyol işletmelerinin
yabancılara satılması ya da ortaklıklar kurulması gündemde…
★★★
Bilinçli bir kur yükseltme operasyonu ile Türkiye'deki
varlıkların değeri düşürülüp yabancı sermaye akışı sağlayacak kişi ve
kuruluşlara ekstra bir kazanç yolu açılması amaçlanmış olabilir. (Gelecek sıcak
para ya da sermayenin, piyasada “bıyıklı
yabancı” diye tabir edilen iktidara yakın Türklere ait
olma ihtimali de mevcut.)
Örneklerini geçtiğimiz yıllarda da gördüğümüz sistem şöyle
işliyor:
BİRİNCİ ADIM: Döviz kuru üzerindeki
baskıya ek olarak yapılan hatalar ya da ortalığı gerecek siyasal açıklamalar
nedeniyle döviz kurları ani bir yükselişe geçer.
İKİNCİ ADIM: Yabancı sermaye, bir
kısmı sıcak para amacıyla, bir kısmı da arazi ve şirket satın almak için
Türkiye'ye giriş yapar. Kur yükseldiğinden satın alacağı arazileri ya da şirketleri
daha düşük bir bedel ödeyerek, daha ucuza kapatır. Sıcak para amacıyla gelen
yabancı sermaye, yüksek kurdan elindeki parayı Türk Lirasına çevirir. Bu arada
ülkeye sıcak para girişi sağlandığı ve piyasaya dolar satışı yapıldığı için
kurdaki artış durur. Eş zamanlı olarak Hazine, kur artışını frenlemek amacıyla
yüksek faizle borçlanır. Sıcak para bu tahvilleri satın alır. İki ya da üç ay
sonra tahvildeki yüksek faizleri alıp, düşük seviyede sabitlenen dolarları
toplar. Hem
pahalı satıp ucuza dolar alır, hem de Türk Lirası'na iki üç ay yüksek faiz
sağlar. Böylece çifte kaymaklı kazancı cebe indirip, Türkiye'nin
zenginliklerini ve servetini yurt dışına transfer eder.
Faiz için gelmeyip de sabit yatırım için arazileri ve şirketleri
satın alanlar ise zaten baştan kazanacaklarını kazanmış olurlar.
Daha önce defalarca örneğini yaşadığımız bu senaryonun
gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini, önümüzdeki günlerde döviz kurlarının
izleyeceği seviyelere göre anlayacağız.
★★★
Eğer dolar kuru 9.30-9.50 bandına gelip de sonra sakinleşir ve
hatta 8.60'lara kadar düşerse, bilin ki yukarıda söylediğimiz senaryo
gerçekleşiyor demektir. Bu kez sadece sıcak para değil, doğrudan yatırımlar
(şirket satın alma, arazi satın alma) gerçekleşir. Kur 8.30, 9.15 seviyelerinde
kalır.
Yok eğer kısa süren bir dolar sabitlenmesi ya da düşüşü yaşarsak
ve kur tekrar artmaya başlarsa, bu arada Hazine de daha yüksek seviyeden
borçlanmazsa, bu kez gelen para ile sadece arazi satışları ve şirket
alımlarının yapıldığını anlamış oluruz. Sıcak para faizde kalmaz. Dolar bu
şartlarda kontrol edilemez 10 liranın üstünde çıkar 12 liralar seviyesinde
sakinleşir.
Senaryo hangisi olursa olsun, en büyük bedeli bir avuç insan
dışında halk öder…”
★★★
Değerli okurlarım,
Mutfaktaki yangına ilaveten üst üste yapılan zamlar nedeniyle
doğal gaz ve elektrik faturaları, giderek ödenemez hale geliyor. Yani bu kış,
evde donma tehlikesi ortaya çıkıyor.
Kısacası ülkeyi yönetenlerin sorumlusu oldukları tablo çok
karamsar görünüyor.
Faaliyetlerini sürdürmek için dış açık vermek ve buna bağlı
olarak borçlarını artırmak zorunda olan hastalıklı ekonomik yapı nedeniyle
döviz kurları, sürekli artış eğilimini koruyor. Bu gerçek ortada dururken
iktidar, durduk yerde faiz indiriyor, iç-dış dünyada siyasal gerilim çıkararak
bu kur artışlarını tetikliyor.
★★★
Çözüm; Türkiye'nin önce demokratik yollarla mevcut yönetimden
kurtulup, güçler ayrılığına dayalı, laik, demokratik, hukuk devletini kurması
ve ekonomide sosyal devleti önceleyen köklü bir yapısal değişimi sağlamasında
yatıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder