Türk bayrağına geçiş için yeni bir düzenleme geliyor
Bir Boat Show’u daha geride bıraktık. Yeni tekneleri ve
ekipmanları gördük. Denizci dostlarla buluşup hasret giderdik, biraz geyik
muhabbeti yaptık ama çokça da ülkemizde amatör denizciliğimizin sorunlarını
tartıştık.
Her sene olduğu gibi bu sene de fuarın ana konusu amatör
denizciliğin önündeki bürokratik engeller, bağlama sorunu ve bayrak sorunu
oldu.
CNR Fuarcılık ile birlikte fuarı organize eden
Dentur’un (Deniz Endüstrisi ve
Denizciliği Geliştirme Derneği) düzenlediği toplantıda, Deniz Ticaret Odası
Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Okuyucu, marinalardan oluşan Deniz Turizmi Birliği
Derneği’ni temsilen Hasan Kaçmaz, Dentur’dan Başkan Alparslan Sirkecioğlu ile Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan da bürokratlar konuşmacı olarak
katıldı.
Konuşmacıların yanı sıra dinleyiciler de görüşlerini
bildirdiler. Bu toplantıda benim aklımda kalanları şöyle özetleyebilirim.
Amatör denizcileri önündeki en önemli sorun, bağlama sorunu.
Gerek bağlama yerinin yetersizliği gerek bağlama fiyatlarının yüksekliğinden
herkes yakındı. Marinalarda fiyat yüksekliği konusunda Maliyenin acımasız
tutumu dile getirildi.
Benim 5-6 yıl kadar önce Naviga’da yazıp önerdiğim raf
sistemi ile Naviga’nın Nisan 2015 sayısında “Denizi doldurmak yerine karayı
boşalt” başlığı ile yazdığım mendirek yapımı yerine, nehir ağızları ve karayı
kazarak marina yapılması fikri Ankara’da Ulaştırma Bakanlığı’nda konuşulmaya
başlanmış. Bu hoş bir gelişme. Kıyılara özellikle İstanbul ve İzmir gibi dolgu
alanlarının olduğu yerlerde, küçük tekneler için rampa yapılması önerisi
uygulamaya geçerse, amatör denizci sayımız da artar, özellikle Türkiye’deki
küçük tekne imalatında çok ciddi bir ekonomik aktivite ortaya çıkar.
DENİZİ DOLDURMAK YERİNE KARAYI BOŞALT
Yeni bol ve daha ucuz marina yapmanın en kestirme
yollarından biri de, denize büyük harcamalar yapıp mendirek dökmek yerine,
karayı kepçeyle kazıp kanallar açarak marina yapmak… Kimi yerlerde de
akarsuları ıslah etmek. Dünyanın birçok yerinde yıllarca uygulanan bu sistemin
bizdeki örneği de Port Alaçatı… Keşke daha fazlasını yapabilsek. Nisan 2015’te Naviga’da yaptığım bu önerinin
Ulaştırma Bakanlığı’nda konuşulması ve gündeme alınması, amatör denizcilerin
bağlama sorunu için önemli bir gelişme olabilir.
YABANCI BAYRAKTAN TÜRK BAYRAĞINA GEÇİŞ
Bu toplantılarda en çok konuşulan konu, yabancı bayrak… Her
kafadan ayrı bir ses çıkıyor. ÜlkemizdeTürklere ait yabancı bayraklı tekne
sayısı için kimisi 4000 diyor, kimisi de 8000… Marinacılara göre bu rakam 8000
bin civarında ve ben de bu rakamın doğru olduğunu düşünüyorum.
Maliyenin teknelerden yüzde 18 KDV üzerine de yüzde 8 ÖTV
almak istemesi nedeniyle ortaya çıkan yüzde 27.4’lük vergi nedeniyle büyük
çoğunluk Amerika Delaware’de şirket kurup Amerikan bayrağı ile dolaşıyor.
Maliye, hem tekne satışlarından elde edilecek vergiden, hem de her yıl
teknelerden alınacak harçtan oluyor. Oysa tekne satışlarından yüzde 18 KDV
yerine yüzde 8 vergi alsa çok kişi Amerikan Barağına geçmeyecek, Türk Bayrağı
ile dolaşacak. Ancak tabii denizcilikle ilgili malum algı var ya… “Zenginin
vergisini düşürüyorlar” diye… Maliyeyi ikna etmek biraz zor. Bu arada, pırlantada
KDV’nin sıfır olduğunu hatırlatalım.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan
bürokratlarından öğrendiğimize göre, yabancı bayraktan Türk bayrağına geçiş
için bir kereye mahsus ikinci el tekneler için ithalat izni verilecek. Bu
durumda olan tekneler, tekne sigorta değerinin yüzde 1’i kadar KDV ödeyerek
Türk bayrağı çekebilecekler. Tabii bu konuda gerek Maliye Bakanlığı’nın gerek
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın çok iyi bir iletişim
stratejisi oluşturması gerekiyor. Başarabilirler mi bilemiyorum.
Ben bu konuda, Dentur Başkanı Alpaslan Sirkecioğlu’nun
önerisini destekliyorum. Bir kereye mahsus ikinci el tekneye ithalat izni
vererek yabancı bayraktan Türk bayrağına geçiş ile sorunu kökten çözemeyiz.
Sirkecioğlu, bir kerelik ikinci el ithal izninden sonra, bataklığın kurutulması
gerektiğini söylüyor. Maliye, zaten tekne satışlarından KDV alamıyor. Eğer
yüzde 18 KDV ve yüzde 8 ÖTV yerine sadece yüzde 8 KDV alsa, hem maliye
kazanacak, hem de bundan sonraki tekne satışlarında da, insanlar tekrar
Amerikan Barağı’na yönelme ihtiyacı duymayacaklar.
Esasında bu toplantılarda Ulaştırma Bakanlığı
bürokratlarının olması iyi ama yeterli değil. Amatör denizciler üzerinde en
büyük bürokratik sıkıntıları Maliye ile Çevre Bakanlığı bürokratları
çıkartıyor.
Amerikan bayrağı meselesi sadece ithal tekneler de karşımıza
çıkan bir sorun değil. Yerli tekne alacaksanız da, yerli üretici ihracat
yapıyormuş gibi davranıyor. Gidip Amerika Delaware’de şirket kuruyorsunuz.
Teknenize Amerikan bayrağı çekiyorsunuz.
Esasında bu ayıp maliyeye yeter ama gel de bunu maliye bürokratlarına
anlat..
Bu konuda Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Faruk
Okuyucu güzel bir öneri getirdi. Deniz Ticaret Odası öncülüğünde Maliye
Bakanlığı bürokratlarının da katıldığı bir çalıştay yapılması…
Başta maliye bakanlığı temsilcileri olmak sektörün tüm
temsilcileri ve amatör denizcilerin katıldığı bir arama ve karar konferansları
dizisi gerçekleştirilirse, sorunların önemli bir kısmını çözebiliriz. Tabii bu
arada Ankara’dan gelen bürokratlara amatör denizciliğin Dolçe Vita hayatı
olmadığını keyifli ama aynı zamanda zahmet ve eziyetli bir tutku olduğunu uzun
uzun anlatmaya kalksak da bir sonuç alamayız. Bu bir algı meselesi… Deniz
Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi Faruk Okuyucu, aynı zamanda kendi teknesini
kendi kullanan amatör bir denizci… Onun önerisine ben de bir ek yapmak
istiyorum. Toplantıya katılacak
bürokratları, amatör denizciler olarak kendi teknelerimizde üçer gün
ağırlayalım. Onları hem sakin havalarda hem de fırtınalı havada denize
çıkartalım. Teknede tuvalete girmeyi, su kullanmayı, su ve mazot ikmallerini,
yeşil kart komedisini, liman formalitelerini, barınma sorunlarını birlikte
yaşayalım. Ondan sonra arama ve karar konferansları dizisi düzenleyelim…