KİMSE FARKINDA DEĞİL…
ŞENTOP’TAN ÖNCE MONTRÖ’YÜ ÇÖPE ATMA HAMLESİ BAŞLADI…
BOĞAZLARIN YÖNETİMİ ÇAKTIRMADAN KATAR ÜZERİNDEN İNGİLİZLERE
AKTARILIYOR…
Bu mektup, 27 Mart 2021 tarihinde kısaltılarak Sözcü Gazetesi'nde Sevgili Uğur Dündar'ın köşesinde yayınlandı...
25 Mart tarihinde Sevgili Uğur Dündar’a bir mektup
yazmıştım. Bu mektupta Cumhurbaşkanı’nın gece yarısı kararnameleri ile Merkez
Bankası Başkanını görevden alması, İstanbul Sözleşmesinin iptali, Kanal
İstanbul’un finansmanı için Hazine garantisi verilmesi ve bir gün sonrasında
yine Resmi Gazetede yayınlanan Katar’la Su işbirliği anlaşmasının devletin
bekasını tehlikeye attığını anlatmıştım.
Sağ olsun Uğur Dündar, mektubumu hiç kısaltmadan olduğu gibi
yayınladı. O Mektubu yazdığım sırada, Meclis Başkanı Şentop, bir televizyon
programında “Cumhurbaşkanı isterse
boğazların yönetimini belirleyen Montrö Sözleşmesini de iptal edebilir” sözünü
henüz söylememişti.
Şentop’un bu açıklaması üzerine, doğal olarak ortalık ayağa
kalktı. Her yerden “yapamaz” sesleri yükseliyor. İnşallah yapamaz. Ama maalesef
ortada anayasa ve hukuk tanımayan bir tek adam rejimi var ve meclis başkanı da
kendisine çanak tutuyor.
Ortaya atılan “Cumhurbaşkanı Montrö Sözleşmesini bile iptal
edebilir” sözü ile toplum bu olayı kanıksamaya yönlendirilebilir ama daha
Şentop açıklama yapmadan önce, Katar’la yapılan su anlaşması ile Montrö’yü çöpe
mi atıyoruz diye açık açık sordum.
Sözüm muhalefet partileri sözcülerine… Hadi benim Facebook’taki yazımı okumuyorsunuz.
Peki Uğur Dündar’ın Sözcü’deki yazısı… Sözcü internet sitesi ile birlikte
neredeyse bir milyon kişi tarafından okundu. Aynı yazıyı Yeniçağ Gazetesi
internet sitesi kendi okuyucularına duyurdu 500 bin civarında kişi okudu. Peki
siz Montö’nün Katar üstünden İngilizlere peşkeş çekilmeye başlandığının hala
farkına varmadınız mı? 21 Mart tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan
kararnamenin ne olduğunu sevgili Uğur Dündar’ın köşesinde aynen şöyle yazmıştım:
“20 Mart’ta
yayınlanan Merkez Bankası Başkanını görevden alınması, İstanbul Sözleşmesinin
feshi, İstanbul kanalının finansmanı için Hazine Garantisi verilmesi
kararlarından sonra 21 Mart’ta da Katar’la Su Yönetimi Anlaşması kararnamesi
yayınlandı.
Resmi
Gazete'de yer alan kararda, Türkiye ve Katar'ın işbirliği alanları 'entegre su
kaynakları yönetimi, su tesisleri yönetimi, kıyı ve geçiş suları yönetimi'
olarak sayıldı.
Önümüzdeki
dönem Orta Doğu’da Su ve Savaş kelimeleri yan yana anılacak. Katar’la hangi
alanda su yönetimi yapacağız? Ve işin çok daha vahimi… Kıyı ve geçiş suları
yönetimi ibaresi. Türkiye’de iki tane geçiş suyu var. Biri İstanbul Boğazı,
diğeri Çanakkale Boğazı. Şimdi de üçüncü olarak İstanbul Kanalı diye
tutturdular. Bu geçiş sularının yönetimi, Boğazların yönetimi, Montrö hepsini
çöpe mi atıyoruz?
Tarihsel
perspektiften baktığımızda; Katar Devlet Fonunu, İngiliz Dış Politikasının
stratejik hedeflerinden ayrı düşünmek olanaksız. Hazine Garantili dış borçlar
ve özellikle son verilen Kanal İstanbul için Hazine Garantisi Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’ne vurulacak en ağır darbelerden biri olacak. “
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder