18 Mayıs 2016 Çarşamba

19 MAYISA DA KARŞI






CAHİLLER YA DA TÜRKLERİ SEVMEYEN ÜMMETÇİLER İÇİN
TÜRKLERİN TARİHİ HAKKINDA MİNİ MİNNACIK BİR ÖZET…

Bilebildiğimiz kadarıyla tarihçiler, Türklerin tarihi için yaklaşık 2000 yıl diyorlar. 750'li yıllarda Orta Asya’da, dağınık boylar halinde yaşayan Anaerkil toplum özellikli, Şaman inancına sahip Türkler, bu yıllarda Müslüman Arapların yoğun saldırılarına maruz kalıyorlar. Kuteybe komutasındaki Emevi Araplar, Buhara’yı, Semerkant’ı, Horasan’ı yağmalar. Çoluk çocuk demeden Türklerin kafasını keser. Talkan’da tek seferde 24 kilometrelik yolda 40 bin Türk’ü kılıçtan geçirip ağaçlara asar. Curcan’da yine 40 bin Türk’ün kafası kesilir ve kanları, Curcan Nehri’ne akıtılır. 50 bin kadar Türk genci köle ve cariye olarak Araplara verilir. Şehirler ve zenginlikler yağmalanır. Arapların yaklaşık 70 yıl kadar süren bu yağması ve cihadı sonucunda Türkler kılıç zoruyla Müslüman oluyorlar.
(Meraklısı Türkler Nasıl Müslüman oldu diye internete yazar ve detaylı bilgi alır. Ve yine 1940’tan sonra laik olduğu iddia edilen ama asla laik olmayan TC’yi ele geçiren sahte Atatürkçü, sünni etkisindeki oligarşik bürokrasi, bu tarihi de saklar.)
Neyse tekrar konumuza dönelim.
1071 yılında Anadolu’ya gelen Selçuklular Müslümandır ama Türk kimliğini kaybetmeyen Türk Devletidir. Selçuklu dağıldıktan sonra Anadolu’daki Türk Beylikleri de Türk kimliğini korur. Yine bir Türk beyliği olan Osmanoğlulları büyüyüp gelişinceye kadar da Türk kimliği ile devam eder. Osmanlı Devleti din tarım imparatorluğu kimliğine dönüşür. İmparatorlukta Türklük değil ümmet önemlidir.
Bu ümmet içinde yer alan Türkler, sadece kendilerini besleyecek kadar tarım üretimi yapan, tarımdaki üretim fazlasını Saraya ve orduya vergi olarak veren, çocuklarını da savaşlarda orduya asker olarak gönderen en alt sınıftır. Birey ya da vatandaş değil, padişahın kuludur. Türk kimliği diye bir şey yoktur. Ümmet vardır ve ümettin görevi tarımla uğraşıp sarayı beslemektir. Türklerin, ticarette Müslüman olmayan azınlıklara karşı çok büyük dezavantajları da vardır.
Osmanlı Hanedanı 2000 yıllık Türk tarihinin 600 yılına el koymuş, devlet yönetiminde, İslam'da ve Kur'anda olmayan bir ruhban sınıfı oluşturmuş, Türk ırkını ümmetin bir parçası haline getirip bedevileştirmiştir.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında payitahtı İstanbul dahil bir çok yeri işgal edilmiş Osmanlı Devleti’nin geldiği yer Sevr Haritasında bellidir.

   ATATÜRK'Ü SEVMEYENLERİN ÖZLEDİĞİ TÜRKİYE HARİTASI

                         ATATÜRK'ÜN İSTİKLAL SAVAŞI SONRASI BİZE BIRAKTIĞI TÜRKİYE HARİTASI

İşte bu şartlarda, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Samsun’a çıkar Sevr’e karşı bir istiklal savaşı başlatır. 19 Mayıs 1919’da başlayan tarih, Türklükten uzaklaştırılıp Osmanlı tarafından ümmet haline dönüştürülmüş Türk milletinin (ulusunun) bağımsızlığını kazandığı mücadelenin başlangıç tarihidir.
Bu mücadelenin sonucunda Türkler, Arap bedevilerine dönüştürülmüş ümmet olmaktan kurtulmuş, aydınlanma ve sanayi devrimleri sonucunda Avrupa’da kurulan ulus devlet modeline kavuşmuştur.
Laiklik esasına dayanan bu devlette, Türkler kulluktan çıkmış, eşit bireylere dönmüştür. Bu eşitlik sayesindedir ki, bu gün kurucusuna ve tarihine hakaret eden şahıslar devleti yönetir hale gelmiş, devletin başına geçmiştir.
Türklerin tarihi çok geniş ve engin bir tarihtir. 2000 yıllıktır ve bugünü de, Balkanları da, Anadoluyu da, Orta Doğuyu da Orta Asyayı da kapsar.
LAKİN; 19 Mayıs 1919, Batı emperyalizmi tarafından yurtları işgal edilen, Osmanlı hanedanı tarafından ümmet adı altında kimlikleri yok edilen Türklerin yeniden tarih sahnesinde yerini almasının şanlı başlangıcıdır. Soy ile dini inancın birbiri ile karıştırılmadığı birbirine düşman edilmediği tarihin başlangıcıdır.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kuruluş felsefesi temel özellikleri bakımından tarihinin en ağır saldırısı ve işgali ile karşı karşıyadır. Bu saldırının ardında, ümmet zihniyetinin, Türk ulusunu (milletini) teslim alma gayreti vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder